Batı TrakyaEditörün Yazıları

“Ahmet’lerden İlhan’ın Değil, Sadık’ın Mirası Tüm Dünyada Türklere Çok Şey Anlatıyor…”

"İlhan Ahmet profili ne kadar ucuz ise, Batı Trakya Türklerinin onu ve temsil ettiği asimilasyon politikasını reddetmesi de o kadar değerli. 'Ahmet'lerden İlhan'ın değil, Sadık'ın mirası tüm dünyada Türklere çok şey anlatıyor..."

PASOK Partisi Rodop Milletvekili İlhan Ahmet’in Batı Trakya Türk Azınlığının haklı davası ve mücadelesindeki yolundan şaşarak, Atina “Kolonaki Siyasetini” seçmesi ve devamında yaşadığı “eksen kaymasının” ünü artık ülke sınırlarını aştı. Gün geçmiyor ki Anavatan Türkiye’de bir köşe yazarı İlhan Ahmet’in son döneme yaptıklarını kaleme almasın.

Geçtiğimiz günlerde Özay Şendir, 23 Şubat 2024 tarihli Milliyet gazetesinde kaleme aldığı “Atina – Ankara hattında kirli gölgeler“ başlıklı köşe yazısından sonra bu defasında da Akşam Gazetesi köşe yazarlarından Mustafa Kartoğlu, Batı Trakya’da PASOK Partisi Milletvekili İlhan Ahmet’in “marifetlerinin” kokusunu almış olacak ki öyle bir yazı kaleme almış ki hani derslik niteliğinde. İlhan Ahmet hakkında yazdıkları ders olarak okutulmasa da Batı Trakya Türk Azınlık tarihine kara mürekkep ile yazıldığı kesin.

Şimdi gelin hep birlikte Mustafa Kartoğlu’nun kaleme aldığı yazıyı okuyalım:

“Ahmet’lerden İlhan’ın değil, Sadık’ın mirası tüm dünyada Türklere çok şey anlatıyor…”

YUNANİSTAN’DA BİR ‘ASİMİLE’ PORTRE

Batı Trakya Türklerinin efsanevi lideri merhum Sadık Ahmet’in hayatını konu alan TRT ortak yapımı ‘Sadık Ahmet’ filminin hatırlattıkları üzerine aldığım notları bugüne kadar yazamadım.

Notlarımın başında şu vardı:

“Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde normalleşmenin yolu karşılıklı askeri ve siyasi adımlar değil, Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerinin hak ve özgürlüklerine saygı duyulmasıdır. Kendi vatandaşı olan Türklere karşı ‘Türk alerjisi’ni tedavi etmeyen Yunanistan, Türkiye ile kalıcı iyi ilişki kuramaz. Batı Trakya Vakıf yönetimleri, Müftüler ve Milletvekillerinin seçimine müdahale etmek, ‘işbirlikçi’ yaratıp atamak kendi iç istikrarı için de sürdürülebilir değildir.”

***

Notları yeniden gündemime alınca, Türkiye ve Yunanistan’dan yayın yapan Batı Trakya medyasına, orada okuduklarımdan da Yunan medyasına göz attım.

Karşılaştıklarım, Yunanistan politikalarında en küçük bir değişim olmadığı, merhum Sadık Ahmet’in mücadele ettiği ‘ırkçı gericiliğin’ devam ettiğini gösteriyor.

***

Doktor Sadık Ahmet, Yunanistan’ın bu sadece Türkiye’ye, Türklere değil demokrasiye, AB ilkelerine ve kendi vatandaşlarına saygısızlığının başlı başına en çarpıcı örneğidir.

Yunan hükümetinin Batı Trakya Türklerine yönelik ayrımcılığına karşı sivil eylemleri ve ‘Türk’ dediği için kısa ömrünün çoğunu davalar ve hapislerle geçirdi.

1989 ve 1990’da bağımsız milletvekili seçildi,

Yunanistan, seçilmesini engellemek için seçim barajı koydu.

Nihayet, 24 Temmuz 1995’te (Batı Trakya’daki azınlığın haklarını koruyan Lozan Barış Antlaşması’nın 73. yıldönümünde) 48 yaşındayken şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

***

1995’te son yazılarından birinde, Yunanistan’ın politikasını şöyle özetlemişti:

“Yunanistan’ın politikası, 2 ana başlık altında toplanır: Türk toplumunu göçe zorlamak. Göç etmezlerse asimile etmek.”

İsrail’in Filistin politikası gibi…

***

Geçen yıl Türkiye gibi Yunanistan’da da seçimler yapıldı.

Batı Trakya’dan 4 Türk milletvekili seçildi.

Radikal sol Syriza partisinden Özgür Ferhat ve Hüseyin Zeybek, sosyalist PASOK’tan Burhan Baran ve İlhan Ahmet…

Batı Trakya medyasında bu isimleri tararken, merhum Sadık Ahmet’in “Türkler göç etmiyorsa asimile edilmeli” dediği Yunan politikasının ‘başarılı’ bir örneği ile karşılaştım: İlhan Ahmet…

***

Önceki dönemde de milletvekiliymiş.

Türkiye Başkonsolosluğu’nun Batı Trakya Türklerinin Lozan’a dayalı haklarını koruma çabalarına, Türklerin kendi Müftülerini seçme haklarına karşı çıkmış.

Müslüman Türk Azınlığın dini kurumlarını zedeleyen, hukuki özerkliğine darbe vuran soru önergeleri vermiş.

Türklerin seçtiği değil, Yunanistan’ın atadığı Vakıf yöneticilerini kabul etmiş.

ABD Dışişleri Bakanlığı’na Batı Trakya Türkleri hakkında gerçek dışı bilgiler verdiği WikiLeaks belgelerinde ortaya çıkmış.

Türkiye’nin Batı Trakya Türk Azınlığı üzerindeki garantör rolünü tartışmaya açmış.

Türkiye medyasına ‘silahlanma karşıtı’ mesajlar verirken, Yunanistan’ın silahlanma törenlerine katılmış.

Bu yüzden, 2022’de Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu’ndan “kişisel çıkarları uğruna Azınlık toplumu aleyhinde hareket ettiği” gerekçesiyle ihraç edilmiş.

***

2023 seçiminden önce Kathimerini gazetesinde Stavros Cimas, onu “Azınlık toplumunu Türkiye’den özgürleştirecek aday” olarak övmüş.

Seçildikten sonra Yunanistan Cumhurbaşkanı tarafından ‘diğer Azınlık Milletvekilleri olmadan’ tek başına kabul edilmiş.

Skai TV kanalında, “Türk Azınlık dediğiniz iddia ediliyor” diye sorgulanınca, “Hiçbir zaman söylemedim, hayır, hayır” diye savunma yapmış.

İronik biçimde, birkaç gün sonra eski Başbakan ve dönemin Syriza lideri Çipras, Alpa TV’de katıldığı programda Batı Trakya halkı için “Türk Azınlık” ifadesini kullanmış.

Geçtiğimiz hafta Yunan Parlamentosu’nun kabul ettiği eşcinsellerin evliliğine ilişkin yasaya – Batı Trakya’nın seçilmiş Müftülerinin karşı çıkmasına rağmen- ‘evet’ oyu kullanmış. (Diğer 3 milletvekili oy kullanmadı.)

Bu oyuyla da, “Kur’an’ın fetvasını ve Müslüman seçmenlerin olası dırdırlarını kaale almadı” diye övgü almış. (Kathimerini, 20 Şubat 2024)

***

Seçildiği Türk azınlıktan ise tepki görmüş.

2019’da Rodop’ta 10 bin 812 oyla seçilmişti.

Yaşadığı ‘değişim’ nedeniyle Kurul’dan atıldıktan sonra Mayıs 2023 seçimlerinde ancak 5 bin 689 oy alabilmiş.

İlhan Ahmet profili ne kadar ucuz ise, Batı Trakya Türklerinin onu ve temsil ettiği asimilasyon politikasını reddetmesi de o kadar değerli.

‘Ahmet’lerden İlhan’ın değil, Sadık’ın mirası tüm dünyada Türklere çok şey anlatıyor…

 

 

 

Haberin devamını oku

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Rastgele Haberler

Başa dön tuşu