29 Ocak Açıklamasını İzmir Cumhuriyet Meydanı’ndan Yaptılar
"Biz Türk'üz, bizim etnik Türk kimliğimizi kimse reddedemez."
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmir Şubesi, “29 Ocak Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü” yıldönümünde İzmir Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.
Balkan dernekleri yöneticileri ve eski İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan’ın da hazır bulunduğu etkinlik, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Necmettin Hüseyin ve Batı Trakya Türkleri İzmir Şubesi Başkanı Mümin Durmuş’un Atatürk Anıtı’na çelenk koymasıyla başladı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle devam etti.
BTTDD Genel Başkanı Necmettin Hüseyin, 29 Ocak 1988 tarihinde, ilk kez on binden fazla Batı Trakya Türkünün Gümülcine’de hakları için bir araya geldiğini anımsattı.
Batı Trakyalıların, 29 Ocak’ı “29 Ocak Toplumsal Dayanışma ve Direniş Günü’’ ilan ettiğini belirten Necmettin Hüseyin, “Haklar sadece verilmeyebilir. Bazı durumlarda talep edilir ve alınır. 29 Ocak 1988’de on binden fazla kişinin bir araya gelmesi, özellikle 60’lı, 70’li ve 80’li yıllarda bölgedeki Türk varlığını tehdit eden temel insan hak ihlallerinin bir kısmının son bulmasına neden oldu.” dedi.
Hüseyin, Batı Trakyalıların o gün toplanmasında verilen mesajın, “Biz Türk’üz, bizim etnik Türk kimliğimizi kimse reddedemez. Bizim Yunan makamlarından temel beklentimiz on yıllardır ihlal edilmekte olan temel insan ve azınlık haklarımızın artık iade edilmesi ve ikinci sınıf vatandaş muamelesinin artık bir son bulmasıdır.’’ diyerek konuşmasını sürdürdü.
Hüseyin, “29 Ocak 1988 tarihinde Batı Trakya Türkleri, Gümülcine’de Yunanistan’ın baskı ve sindirme politikalarına sessiz kalsaydı, 1990’lı yıllardan sonra da devam edebilirdi. Karşı çıkış, Yunanistan’ın azınlığa yönelik daha önce yapmış olduğu bazı hak ihlallerini sonlandırmasına sebep oldu.” diyerek 29 Ocak 1990’daki anma töreninden sonra Türklere ait 300’ e yakın işyerinin saldırıya uğradığını belirtti.
Necmettin Hüseyin, Lozan Antlaşması ile güvence altına alınan Batı Trakya Türklerinin, okul sayısının halen azaltıldığını, halkın seçtiği müftülerin tanınmadığını, Yunanistan’da Türk olmadığını iddia eden hükümetlerin, dernek adlarındaki Türk kelimesini kullanmasına izin verilmediğini vurguladı.
Hüseyin, Yunanistan’ın hukuk tanımaz tavırlarından vazgeçene, Türk azınlığın varlığını kabul edene kadar mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.