
Pompeo, Bartolomeos’u Ziyaretinden Sonra Batı Trakya’ya Gelmek Zorundadır
Gümülcine ve İskeçe Seçilmiş Müftüleri İbrahim Şerif ve Ahmet Mete’yi ziyaret etmesi gerekmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Bartolomeos’u ziyaretinden sonra Batı Trakya’ya gelmek zorundadır. Neden mi? ABD insan hakları konusunda tarafsız ise bu tarafsızlığını devletlere değil, insanlara göstermek zorundadır!
Aksi halde dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi taraf tuttuğu tartışılmaya aynen devam eder. Bugün Avrupa’nın güney doğusunda geleceğe yatırım yaptığı Batı Trakya Türk Toplumunda da bundan sonra daha etkin ve belirgin tartışılmaya devam eder.
ABD’nin Yunanistan’da görevli diplomatları her yıl Batı Trakya’ya gelerek bazı ziyaretler gerçekleştiriyor. Bu ziyaretleri kapsamında Batı Trakya’da Azınlığın bazı sivil toplum kuruluşları yöneticileriyle sembolik olarak görüşüyorlar, boy boy fotoğraflar çektiriyorlar. Bu görüşmeleri sembolik olarak adlandırıyoruz, çünkü ABD bu güne kadar bunun aksini malesef ispat edemedi.
Nereden mi belli? Her yıl yayınladığı “Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu”nun sonucundan belli. Ancak ABD şunu unutmamalıdır; gün ola harman ola, kim bilir belki bir gün Azınlığın desteğine ihtiyacı olabilir!
Gelelim Pompeo’nun Bartolomeos ziyaretine.
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Türkiye ziyareti oldukça tartışmalı. Pompeo, diplomatik teamülleri çiğneyerek resmi muhatapları yerine, Fener Rum Patriği’ni ziyaret edecek.
ABD Dışişleri’nden bir yetkili ziyaretin “dini özgürlükler odaklı” olduğunu öne sürdü. Eğer ziyaret ABD Dışişleri yetkilisinin söylediği gibi “dini özgürlükler odaklı” ise, o zaman Pompeo’nun Batı Trakya’daki Türk Azınlığının dini özgürlüğü var mı, yok mu bizzat Gümülcine ve İskeçe Seçilmiş Müftüleri İbrahim Şerif ve Ahmet Mete’yi ziyaret etmesi gerekmektedir.
Neden mi?
İstanbul’da yaşayan Rum Azınlık ve Batı Trakya’da yaşayan Türk Azınlık, Lozan Anlaşması dışında bırakıldığını Pompeo ve ABD de biliyor. Her iki Azınlığa tanınan ve garanti altına alınan hakların tamamını biliyor. Yunanistan tarafından bu hakların ayaklar altına alındığını da biliyor. Aslında her şeyi biliyor.
Nereden biliyor?
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı, her yıl düzenli olarak dünya çapında yaklaşık 200 ülkedeki insan haklarının durumuna ilişkin “Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu” yayınlıyor. Yayınladığı bu raporlarda Batı Trakya’daki Azınlığın dini, eğitim ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik, Yunanistan tarafından haksız ve Lozan Anlaşması dışı uygulamaların yapıldığını belirtiyor. Ama bir defa da olsa Yunanistan’ın yanlış yaptığını yazmadı.
Bu da şunu gösteriyor ki, ABD’nin İstanbul Rum Azınlığı ile Batı Trakya’daki Türk Azınlık arasında ayrımcılık yaptığını, çifte standart uyguladığını gösteriyor. ABD’nin bu tutumu Batı Trakya Türk Azınlık insanının beyninde bu şekilde yer edindi.
Eğer ABD bunun yazılan, çizilenlerdeki gibi olmadığını ispat etmek istiyorsa, İstanbul’daki Patrik Bartolomeos’u ziyaretinin ardından Batı Trakya’daki Gümülcine ve İskeçe Seçilmiş Müftüleri İbrahim Şerif ve Ahmet Mete’yi ziyaret etmesi gerekmektedir.
Neticede!
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl düzenli olarak dünya çapında yaklaşık 200 ülkedeki insan haklarının durumuna ilişkin yayınladığı “Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu”nun inandırıcılığına ve güvenilirliğine yönelik işte o zaman değer kazanır. Bu haliyle hem inandırıcılığı yok, tarafsızlığı asla yok. Kaldı ki Batı Trakya Türkleri açısından kağıt parçası üzerinde basit ve sıradan bir açıklamadan başka bir şey değildir.